satışın sırları

Archive for the ‘gerçek hikayeler’ Category

Galeri

Güzel basliklar


image

image

image

image

Galeri

image

image

image

image

İki şey


İki şey ‘Kalitesiz İnsanın özelliğidir: 1- Şikayetçilik 2- Dedikodu

 

İki şey çözümsüz görünen problemleri bile çözer: 1- Bakış açısını değiştirmek 2- Karşındakinin yerine kendini koyabilmek

 

İki şey yanlış yapmanı engeller: 1- Şahıs ve olayları akıl ve kalp süzgecinden geçirmek 2- Hak yememek

 

İki şey kişiyi gözden düşürür: 1- Demagoji (Laf kalabalığı) 2- Kendini ağıra satmak (övmek, vazgeçilmez göstermek

 

İki şey insanı ‘Nitelikli İnsan’ yapar: 1- İradeye hakim olmak 2- Uyumlu Olmak

 

İki şey ‘Ekstra Değer’ katar: 1- Hitabet ve diksiyon eğitimi almak 2- Anlayarak hızlı okumayı öğrenmek.

 

İki şey geri bırakır: 1- Kararsızlık 2- Cesaretsizlik

 

İki şey kaşif yapar: 1- Nitelikli çevre 2- Biraz delilik

 

İki şey ömür boyu boşa kürek çekmemeyi sağlar: 1- Baskın yeteneği bulmak 2- Sevdiğin işi yapmak

 

İki şey başarının sırrıdır:1- Ustalardan ustalığı öğrenmek 2- Kendini güncellemek

 

İki şey başarıyı mutlulukla beraber yakalamanın sırrıdır: 1- Niyetin saf olması 2- Ruhsal farkındalık

 

İki şey milyonlarca insandan ayırır:1- Sorunun değil, çözümün parçası olmak 2- Hayata ve her şeye yeni (özgün, orijinal, farklı) bakış açısıyla yaklaşabilmek

 

İki şey gelişmeyi engeller: 1- Aşırılık (mübalağa, abartı, ifrat) 2- Felakete odaklanmış olmak

 

İki şey çözüm getirir: 1- Tebessüm (gülümseme) 2-Sükut (susmak)

 

İki şeyin değeri kaybedilince anlaşılır:1- Anne 2- Baba

 

İki şey geri alınmaz: 1- Geçen zaman 2- Söylenen söz

 

İki şey ulaşmaya değerdir: 1- Sevgi 2- Bilgi

 

İki şey “hayatta önemli olan her şey” içindir: 1- Nefes alabilmek 2- Nefes verebilmek

 

Giordano Bruno (16. asır İtalyan düşünürü)

 

16. asır Latin düşünürü Giordano Bruno. ARALIK 1548 İtalya doğumlu bilim adamı, rahip, filozof. Kilisenin dogmatik görüşlerine karşı bilimi savunduğu için (Kopernik’in “evren sonsuzdur” anlayışı) rahiplik mesleğinden ayrılmak zorunda kalmıştır. Rahiplik mesleğinden ayrılması sonrasında İtalya’dan da ayrılmak zorunda kalınca Avrupa’yı dolaşıp bazı üniversitelerde kürsülerin başına geçmiş, eğitim vermiştir. Ama hem İtalya’daki geçmişi, hem de üniversitelerin bile onun görüşlerine hazır olmayışı sebebiyle belli bir yerde kalamamış, sonuçta tüm Avrupa’yı dolaşmak zorunda bırakılmıştır. 1592 de döndüğü İtalya da bir soylunun suçlaması üzerine (İsa ya hakaret ettiğine ilişkin bir suçlama bu) engizisyon mahkemesince yargılanıp hapse atılmıştır. Tam sekiz yıl boyunca engizisyon Mahkemesi’nin türlü işkencelerine maruz kalmış, yine de görüşlerini ve kitaplarını reddederek engizisyonca bağışlanmayı kabul etmemiştir. 17 Şubat 1600 de campo dei fiori de (çiçekler meydanı) önce dili kesilmiş, ardından da yakılarak öldürülmüştür. Onun günümüze kadar gelen “İKİ ŞEY” hakkındaki sözleri değerlerinden hiçbir şey kaybetmemiştir!

Dokuz kusursuz hareket…


Dokuz kusursuz hareket…

Evet yanlış duymadınız bir satış toplantısı sırasında yapılan ama yapılmaması gereken 9 kusurlu harekete, kusursuz satıcılar gözünden bakıyoruz..

1. Bir toplantı odası veya mahalinde, ziyaret ettğiniz insanlar sizden sonra odaya girdiler ise, mutlaka tokalaşmak ve selamlaşmak için yerinizden kalkın ve mümkünse onların yanınıza kadar gelmesini beklemeden siz onların yanına gidin.

2. Yanınızda sizi tanıtacak bir katvizitiniz olsun ve toplantı katılımcılarına uygun bir şekilde takdim edin. Bir satıcının tüm erişim bilgileri kartvizitinde olmalıdır. Mobil telefon numaranızı paylaşmak karşınızdaki potansiyel müşteri adayını özel hissettirir.

3. Asla ve asla mobil telefonunuz ile oynamayınız. Eğer akıllı telefonunuz da toplantı notlarını tutuyor iseniz, karşınızdaki kişiden maksadınız dahilinde izin isteyin.

4. Telefonunuzun sesini toplantıya girmeden önce sessize alın!

5. Karşınızdaki kişi ile bir samimiyetiniz olsa dahi, kendisine sadece adı ile ya da “sen” takısı ile hitap etmeyin.

6. Eğer toplantı anında bilgisayarınız açık ise, diğer katılımcılar söz aldığında, maillerinizi cevaplamaya girişmeyin.

7. Mutlaka zamanında toplantınız da olun ve en fazla 60 dakika içinde toplantınızı bitirmeye çalışın.

8. Toplantınıza gitmeden önce bir gündeminiz olsun ve tüm katılımcı taraflara kısa da olsa gündeminizi aktarın. Bu toplantınızın daha da verimli olmasını sağlar. Konunuz ile ilgili şirket içinde diğer katılımcıların da olmasını sağlayabilirsiniz.

9. Toplantınız da, kesinlikle ev sahipleri size yiyecek ve içecek ikram etmedikçe kendinize bir şeyler ikram edilmesini istemeyin.

Belki satış toplantınız içerik itibari ile istediğiniz gibi geçmeyebilir. Siz istediğiniz satışı yapamamış olabilirsiniz ama emin olun, bu müşterinize en önemli şeyi saygı ve güveninizi vermiş olursunuz.
Bir sonra ki toplantınız da başarı sizi bekliyor olacaktır.

alıntıdır…

Bağlantı

BAŞARI YOLUNDA 70 ALTIN KURAL


BAŞARI YOLUNDA 70 ALTIN KURAL

Alıntı

Şampiyonluk içi…


Şampiyonluk için koşan atletler, yarışın koşulduğu saniyelerde değil, ondan önceki hazırlık döneminde kazanırlar. Antremanları aksatmayan, her gün farklılık yaratabilenler, yarış koşulurken önemli avantaj sağlarlar…

farketmek güzel bir fikir olabilir !…


Genç bir çift, yeni bir mahalledeki yeni evlerine taşınmışlar.

– Sabah kahvaltı yaparlarken, komşu da çamaşırları asıyormuş
Kadın kocasına
– Bak, çamaşırları yeterince temiz değil, çamaşır yıkamayı bilmiyor, belki de doğru sabunu kullanmıyor. ‘ demiş.
Kocası ona bakmış, hiçbir sey söylememiş, kahvaltısına devam etmiş.
Kadın, komşusunun çamaşır astığını gördüğü her sabah aynı yorumu yapmaya devametmiş.
Bir ay kadar sonra, bir sabah, komşusunun çamaşırlarının tertemiz olduğunu gören kadın çok şaşırmıs, bak demiş kocasına
– Çamaşır yıkamayı öğrendi sonunda, merak ediyorum, kim öğretti acaba ?’
Kocası uzun uzun karisina bakmış; Ben bu sabah biraz erken kalkıp penceremizi sildim’ diye cevap vermiş.

Hayatta böyle değil midir ?
Başkalarını izlerken gördüklerimiz, baktığımız pencerenin ne kadar temiz olduğuna bağlıdır.
Birini eleştirmeden ve hemen yargılamaya davranmadan önce Kalp(pencere) durumumuza bakmak ve ‘iyi’ olanı görmeye hazır olup olmadığımızı farketmek güzel bir fikir olabilir !…

50 ALTIN İLETİŞİM KURALI


50 ALTIN İLETİŞİM KURALI 

Karşılıklı konuşurken, telefon ederken, mektup yazarken dikkat edilmesi gerekenler… Her gün çok sayıda kişiyle değişik yollarla iletişim kuruyoruz. Kimileriyle karşılıklı konuşuyoruz, kimilerini telefonla arıyoruz, zaman zaman da mektup yazarak bağlantı sağlıyoruz.

İnsanlarla iletişim kurarken dikkat etmemiz gereken ilkeler:

1. Karsınızdakini dinlemesini bilin. 2. Sabırlı olun. 3. Esnek olun. 4. Sizi dinleyenlerin anlayacağı sözcükler seçin. 5. İnsanların gönlünü almaktan korkmayın. 6. Sinirlerinize hâkim olun. 7. Saka yapacağınız zaman iyi düşünün. 8. Sorulara karşılık verin.9. Konunuzu iyi bilin 10. Düşünmeden konuşmayın. 11. Sürekli dert yanan biri olmayın.12. Karsınızdakilerin tepkilerine dikkat edin. 13. Kaybetme ihtimalini de göz önünde bulundurun. 14. Gereksiz eleştirilerden kaçının. 15. Görüşlerinizi başkalarına zorla kabul ettirmeye çalışmayın.16. Gürültü yapmayın ancak sesinizi duyurun.17. Yüz ifadenizi kontrol edin.18. Ayaklarınızı masaların üstüne koymayın.19. Biri sizinle konuşurken isinizle meşgul olmayın.20. Birisi konuşurken, önünüzdeki kâğıtlara çiziktirmeyin. BIRI KONUSURKEN FISILDASMAYIN 21. Birisi konuşurken, başkalarıyla fısıldaşmayiı. 22. Sözü başkalarının ağzından kapmayın. 23. Duman makinesi olmayın.24. Yerinde, duramayan bir olmaktan kaçının.25. Ayni sözcükleri dilinize dolamaktan vazgeçin.26. İnsanlara ne yapacaklarını öğretmek merakından vazgeçin.27. Çift anlamlı sözcüklerden kaçının.28. Ne zaman susmak gerektiğini bilin.29. Sözünüzü güçlü bir tonla bitirin. 30. Başkalarını kötülemeyin. 31. Öğütlediğiniz şeyleri kendiniz de uygulayın.32. Yüksekten atmayın. 33. Herkesin isine burnunuzu sokmayın. 34. Size akil danışılmadıkça öğüt vermeyin.35. Olduğunuz gibi görünün. 36. Gereksiz yere zıtlık yaratmayın.37. Adil davranın.38. Böbürlenmeyin. 39. Başkalarının canini sıkacak esprilerden kaçının. 40. İnsanları terslemeyin. TELEFONDA KONUSURKEN…41. Telefonda önce kendinizi tanıtın.42. Ahizenin içine doğru konusun.43. Karsınızdakinin sözünü kesmeyin.44. Arada bir şeyler söyleyerek dinlediğinizi belli edin.45. Telefonda konuşurken bir şey yemeyin. MEKTUP YAZARKEN…46. Gereksiz şeyler yazmaktan kaçının. 47. Yazdığınızı hiç değilse bir kez okuyun.48. Ağdalı sözcükler kullanmayın. 49. Kötü haberleri yumuşak dille iletin. 50. Yazınızı, olumlu, gönül âlici bir cümleyle tamamlaya çalısın.

Kaynak: NTVMSNBC / 01.01.2002

Üzeyir GARİH


1951 yılının Temmuz ayında 17 arkadaşımla birlikte İTÜ Makine
Fakültesi’nden başarılı bir öğrenci olarak mezun oldum.

O gün hayatımın en mutlu günlerinden biriydi.

Sınavlara hazırlanmaktan para getirebilecek işleri altı aydır

ihmal etmiştim , parasızdım.

Ancak Yüksek Mühendis diplomasını kazanmış olmaktan dolayı mutluydum..

O sabah motor dersi hocalarımız, ikisi de asistan olarak çalışan

Prof. Necmettin Erbakan ve Prof. Hakkı Öz’ün karşısında başarılı

bir motor sınavı ile mezuniyete hak kazanmıştım.

Bu olayı kutlamak için bir arkadaşımla Moda’da yazın ilk deniz

banyosunu yapmayı ve kendimize bir ziyafet çekmeyi kararlaştırdık.

Mayolarımızı yanımıza almıştık.

Arkadaşım Moda’ya gitmeden önce yeni inşa edilen Levent Mahallesi’nde

otobüsle bir tur atıp Türkiye’de o gün için yepyeni bir olay olan bir

uydu villa kenti gezip görmeyi teklif etti.
Merakla kabul ettim.

Levent, alt yapısı tamamlanmış ve villaları toparlar görünümdeydi.

Yolları o zamanlar pek ender rastlanan bir şekilde tamamen asfalttı.

Otobüsten inip merakla yürürken bir villanın kapısının önünde

villa sahibi ile bir amelenin yüksek sesle tartışmalarına tanık olduk.

Merakla yaklaştık.
Bizi gören villa sahibi sanki içini dökmek ister gibi bize dönerek:
-Burada temizlenecek bir su deposu var. Tam yevmiye veriyorum
yapmıyor. Ne ister bilmem ki ? diyordu.

Amele ise;
-Bu iş geceye kadar sürer, kurtarmaz! Kahveye gidip yarına kadar uygun
iş ayarlarım, diyordu. Arkadaşımla aynı şeyi düşünmüş gibi bakıştık.

İkimiz de parasız sayılırdık.

Amele yevmiyesi ise 6 lira idi.

Bizim o günkü ihtiyacımızın hemen hemen iki misli.

Villa sahibine bu işi yapmaya hazır olduğumuzu söyleyince, amele sinirlenip
-Çalışmaktan canınız çıksın da anlayın halimizi, diyerek uzaklaştı.

Mayolarımızı giydik.
Deponun pırıl pırıl temizlenmesi bir saat sürmemişti.

O sıcak yaz gününde bahçede hortumla duşlandık.

Havlu fabrikası sahibi olduğunu sonradan öğrendiğimiz ev sahibi,

kim olduğumuzu anladıktan sonra altışar lira ile birer havlu hediye

ederek ve üstüne birer de gazoz ikram ederek uğurladı.

Bu işte kanımca tek kaybeden ‘kurtarmaz!’ diyen amele olsa gerek.

İş mi çoktu?
İnsanlar mı tembeldi? Neyi ‘kurtarmaz’ idi?
Bu güne kadar da anlamış değilim…

Üzeyir GARİH

Başarılı bir satıcı şu özelliklere sahip olmalıdır;


Olumlu düşünme: Reddedilmenin çok muhtemel olduğu, dolayısıyla olumlu düşünme yeteneğinin bu kadar hayati bir önem taşıdığı başka bir meslek yoktur.

Kararlılık: Merdivenin alt basamağındaki satıcı ile zengin olmuş biri arasındaki tek farklılık, temel olarak, başarma kararlılığının, zenginde fazlasıyla bulunmasıdır.

İyi bir hayal gücü: Hayal gücünüzle heyecan yaratabildiğinizde, potansiyel müşterileri çok kolayca gerçek alıcıya çevirebilirsiniz. Ama hayal gücünüz yoksa, bunu başarmak çok zordur.

Yaptığınız işten gurur duyma: Satıcılar halkın ve medyanın gözünde genellikle kötü tanıtılmış kişilerdir ve kötü şakalara maruz kalırlar. Satıcılar olmazsa hiçbir işin yürümeyeceğini hiçbir zaman unutmayın! Pratik olarak, üretilen her malın piyasaya sunulup satılması gerekmektedir. Satış olmasa avukata, muhasebeciye, vergi müfettişi ile tahsildarına, kamyon sürücüsüne niye ihtiyaç duyulsun?

Kendine güven: Satış mesleğinde kendi değerlerinizle ayakta kalır ya da yere serilirsiniz. Meslektaşlarınız ve rakipleriniz aynı tepenin üstüne tırmanmaya çalışıyor olacaklardır. Gerçekten güven duyabileceğiniz tek kişi kendinizsiniz.

Kendini motive etme: Ortalama kazanç elde edenler, meslektaşlarından ortalama destek  alır. En üstteki insanlar da gene ortalama, ya da daha az destek alırlar. Ortalamadan daha iyi olmak için sizi motive etsinler diye başkalarına bel bağlayamazsınız. Ne istediğinizi bilmeniz ve onu elde etmek için kendinizi motive etmeniz gerekir.

Çabuk ve kolay iletişim kurma yeteneği: Bu hayati önem taşıyan bir noktadır. Beğendikleri kişilerle iş yapmak, insanların hoşuna gider.

Açık bir zihin: Gerçekten başarmak istiyorsanız, sizi her zaman en güçlü rakiplerinizin birkaç adım önünde tutacak şeyleri yapmaya hazır olmalısınız. Bir at yarışının galibi, burun farkıyla kazanmış olabilir. Oysa ilk ile ikinci sıraya verilen para ödülleri arasında muazzam bir fark vardır.

Güven: Amaç ve arzularınızın hepsine ulaşmak için, gerekli olan şeyleri yapma konusunda değil, en iyisi olabileceğiniz ve olacağınız konusunda da kendinize güven duymalısınız. Hedeflerinizi belirlerken, alanınızda en yüksek satış ve kazanç hacmine kimin sahip olduğunu öğrenip, onlardan daha iyi olduğunuz ve daha iyi olacağınız konusunda kendinize güvenin. Bu güveni duyarsanız herkes sizinle alışveriş yapmak isteyecektir.

Korkusuzluk: Korku aslında yetenekli olan satıcıların düşüşüne yol açabilir. Satıcılık mesleğinde yapılacak pek çok işi, satış tahmininde bulunmak, sunmak, kapatmak ve kayıt tutmak şeklinde basitleştirebiliriz. Bu işlerin bir kısmı sizi ürkütüp tereddüt etmenize neden olabilir. Buna izin vermemelisiniz.

Kısacası, iyi satıcı olmak istiyorsanız;
* Satacağınız malı iyi tanımalısınız,

* İnsanları, müşterilerinizi tanımalısınız,

* Söz söylemesini, kibar konuşmasını bilmelisiniz,

* Müşterilerinize karşı saygılı, nazik olmalısınız.